2018 Yılı Alevilere yönelik hak ihlallerini Derledik

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edildiği gün olan 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları günü olarak kutlandı.  

Aleviler açısından dünyada ve Türkiye’de bir yıl boyunca yaşanan insan hakları ihlallerini derledik. Bir yıl içinde Alevilere yönelik hak ihlalleri ve nefret söylemlerinin artarak devam ettiği görülüyor. 

Alevi inancına yönelik baskılar bu yıl da artarak devam etti. Aleviler, Kürt Alevi ağırlıklı muhtarların görevden alınıp yerlerine kayyım atanması, evlerin işaretlenmesi, asimilasyon politikaları, nefret söylemleri, doğa ve inancın tahrip edilmesi, yasaklar, gözaltı ve tutuklamaların yaşandığı hak ihlalleri ile karşı karşıya kaldı.

Alevi mahkumların inançlarını yaşamaları noktasında talepleri karşılık bulmaz iken nefret söylemleri de artarak devam etti.

OHAL VE SEÇİM

20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL 18 Temmuz 2018’de kaldırıldı. OHAL koşullarında yapılan seçimler baskı ve korku ikliminde gerçekleşti.

Resmi olarak kaldırılmış olsa da kalıcı olarak yasalaşan OHAL koşullarının sürdüğü Alevilerin yoğunluklu yaşadığı Dersim, Bingöl, Varto gibi illerde halk “Bir yere gittiğimizde her an vurulacağız korkusu yaşıyoruz” diye aktardılar.

24 Haziran baskın seçim kararının ardından Dersim’de seçim çalışması yürüten AKP, kömür dağıtımına başladı.

Alevilerin en temel haklarını seçim malzemesi yapan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “24 Haziran seçimlerinden sonra demokrasimizi geliştirmeye devam edeceğiz, demokrasiyi bir üst lige çıkaracağız. Cemevlerine hukuki statü sağlayacağız.” dedi.

24 Haziran’da yapılan olan seçimde İstanbul 3’ncü bölgede HDP’den 1’nci sıra adayı olarak gösterilen AABK Onursal Başkanı Turgut Öker’in ve HDP Adana Milletvekili adayı Demokratik Alevi Derneği Adana Eş Başkanı Pir Zeynel Kete’nin, Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği iddiasıyla adaylıkları YSK tarafından kabul edilmedi.

OY DAYATMASI

Önce oy sonra hizmet dayatması ile karşı karşıya kalan köylerde yaşayan Alevi vatandaşlar, vergileri ödedikleri ülkede taleplerinin karşılanmamasına tepkileri bu yıl da devam etti.

Sadece bizim gittiğimiz neredeyse her Alevi köyünde su, kanalizasyon, elektrik ve yol sıkıntısı hala çözülebilmiş değil. Köylülere ise açık açık AKP’ye oy verilmediği için hizmet gelmediği belirtilmiş. Malatya Örnekköy, Erzurum Hınıs’a bağlı köyler, Tokat’ın Artova ilçesine bağlı Bebekdere, Balıkesir İvrindi ilçesine bağlı Soğanbükü bunlardan bazıları.

YEREL SEÇİM ÖNCESİ ALEVİ MUHTARLAR GÖREVDEN ALINDI

Genel seçimlerdeki atmosfer böyleyken önümüzdeki 31 Mart 2019 yerel seçim öncesi de Alevilere yönelik baskılar da kendini göstermeye başladı.

İçişleri Bakanlığı tarafından milli güvenliğe karşı faaliyette bulunan yapılarla bağlantılı oldukları iddiasıyla 103 köy ile 156 mahalle muhtarı olmak üzere toplam 259 muhtarın görevden alındığı bildirilmişti.

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasının ardından görevden alınan muhtarların çoğunun Kürt ya da Alevi olduğu ortaya çıktı.

Muhtarların görevden alınmasını Meclis gündemine taşıyan HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, “Saraya gitmeyen muhtarlar mı hükümetin hedefinde”  diye sormuştu.

ASİMİLASYON POLİTİKALARI

Alevileri asimile etmenin çeşitli yollarını arayan AKP hükümeti ve ona yakın cenah çeşitli yollara başvurdu. Onlardan bazıları şöyleydi:

2015 Mart ayında İstanbul Halkalı Atakent bölgesinde Dosteli Yardım Eğitim Kültür Vakfı ile AKP hükümeti yöneticilerinin birlikte temelini attıkları bir asimilasyon projesi olarak görülen Alevi imam hatip lisesi olarak da adlandırılan Özel Statülü Alevi Bektaşi Anadolu Lisesi 2018 Eylül ayında açıldı.

Kur’an, Osmanlıca, Farsça, Arapça öğretilmesi planlanırken lise için öğrenci ve öğretmen bulunamadı. Sadece 3 öğrenci ön kayıt yaptırdı.

Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınıp tutuklanmasının ardından Dersim Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Vali Tuncay Sonel ve Tunceli Üniversitesi’nde Alevi Bektaşi çalışması yürüten ve Alevi toplumu tarafından kabul görmeyen tartışmalı isim Coşkun Kökel öncülüğünde ‘Sarı Saltık Çalıştayı gerçekleşti.

Etkinlik kuran tilaveti ile başlayan etkinliğe 3 ülkeden ve 38 şehirden temsilciler katıldı. Tepki gösteren Alevi kurumları çalıştayın devletin asimilasyon politikalarının devamı niteliğinde olduğunu belirtti.

ANMALAR YA YASAKLI YA DA ABLUKA ALTINDA

Her sene olduğu gibi geçen Aralık ayında da Alevi kurumlarının Maraş Katliamı’nın 39. yıldönümü dolayısıyla yapacakları anma ve etkinlikler Maraş Valiliği tarafından yasaklandı. AKP’li vekiller ise yasağa rağmen açıklama için anmaya gidenleri provokatör ilan ederek hedef gösterdi.

İdam edilişinin 81’nci yıl dönümünde Seyit Rıza ve arkadaşları için organize edilen anmaya güvenlik gerekçesiyle İstanbul Galatasaray Meydanı’nda izin verilmedi. Anma ve basın açıklaması Odakule önünde gerçekleştirildi.

İstanbul’da Gazi ve Ümraniye Katliamı 23’üncü yıl dönümünde yaşamını yitirenleri anma etkinliği de polis ablukasında gerçekleştirildi.

Meclis Başkanlığı, Alevilere dönük geçmişten yaşananların araştırılması amacıyla verilen önergeyi ‘katliam’ ifadesini içerdiği gerekçesiyle iade etti. Bunun yanı sıra AKP iktidarı Alevilere yönelik yapılan Sivas, Maraş ve Çorum katliamlarını ‘olay’ olarak tanımladı.

Her yıl Maraş, Çorum, Sivas ve Dersim katliamlarının yıl dönümlerinde yinelenen talepleri yerini bulmadı.

ZORUNLU DİN DERSİ

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, meclis genel kurulunda, milletvekillerinin zorunlu din dersi ile ilgili AİHM’in vermiş olduğu ancak uygulanmayan kararına ilişkin “Genelde -Alevi kardeşlerimizle de görüşme oldu- onlar din kültürü ve ahlak dersinin kaldırılmasını kesinlikle istemiyorlar” diyerek Alevi yurttaş ve kurumlarının taleplerini görmezden geldi.

Aleviler zorunlu din derslerine karşı 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılının ilk gününde İstanbul’da İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak ‘Irkçı ve gerici eğitim sistemi’ protesto etti.

EĞİTİM MÜFREDATI

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) dönem ortasında yaptığı değişikliklerde güncellenen öğretim programında birbirinden tartışmalı düzenlemelere gidildi. Bu değişiklikler arasında 12’nci sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde okuma bölümünde yer alan ünlü halk ozanı Aşık Mahsuni Şerif’in adının da çıkarıldığı görüldü. Öte yandan liselerde okutulan ‘tefsir’ dersinde Alevilere yönelik ölüm fetvalarıyla bilinen Ebussuud da müfredata girdi.

İnsan Vakfı’nın, 2016 yılında “Mescitsiz Okul Kalmasın” adı altında başlattığı proje, bakanlık tarafından onaylandı. Vakıf Genel Sekreteri Metin Baksi “İlk etapta 90 okula mescit yapacağız. Mescidi olan okullarda din dersleri de mescitte ve minder üzerinde verilebilecek” dedi.

DERSİM ORMAN YANGINLARI

Son yıllarda devletin Alevilere yönelik asimilasyoncu politikaları Dersim üzerinde de etkili oldu. Dersim’de barajlar ile su altında kalan ziyaretler ve yaşanan çatışmalar sonucu bu sene de çıkan yangınlar coğrafyaya büyük bir tahribat bıraktı.

  • Dersim’de Kutuderesi’nde başlayıp yayılan ve haftalarca süren orman yangınları bu yıl da devam etti. Bölgede güvenlik gerekçesi ile müdahaleye izin verilmezken Alevilerin ibadet ve yaşam alanlarının da olduğu binlerce hektar alan yok oldu. Doğa severler, sivil toplum örgütleri, siyasiler bölgeye giderek yaşananlara tepki gösterdi. Yangını yerinde incelemek isteyenlerin önü polis tarafından kesildi.
  • Dersim Pülümür Karagöz Yaylaları maden kıskacı altında. Bu projenin hayat bulması durumunda geri dönüşü imkânsız tahribatların yaşanacağı düşünülüyor.
  • Munzur Nehri üzerinde yapılması planlanan Kaletepe ve Bozkaya barajı projelerinde geri adım atılmış olsa da netlik kazanmış değil.

ALEVİLERİN YAŞADIĞI BÖLGELERDEKİ DOĞA TAHRİBATLARI

Dersim dışında Alevilerin yaşadığı alanlar HES’ler, altın madeni, barajlar ile yok edilmeye çalışıldı. Bunlardan bazıları şöyle:

  • Tokat merkeze bağlı Karakaya köyü içerisinden geçen Yeşilırmak üzerine yapılması planlanan Omala Barajı Karakaya HES projesinin yapımına yeniden başlanması ile bölgede bulunan Alevilerin inanç merkezinin bulunduğu alandaki ağaçlar kesilmeye başlandı.
  • Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Mursal Köyü’nde siyanürlü altın madeni çalışmaları başlatılmıştı. Divriği’nin tek içme suyu kaynağı olan Mursal barajına zarar verecek olan madene karşı dava açılmıştı. Bu defa açılan davada yürütmenin durdurulmasına karar verildi.
  • Adıyaman merkeze 40 km uzaklıkta bulunan ve 3 yıldır yapımı devam eden Koçali barajı Alevilerin yaşadığı Çatalağaç, Doğanlı, Gökçay, Bağlıca, Ağaçkonak köyleri su altında kalacak.
  • Maraş’ın Narlı ilçesine bağlı Terolar Mahallesi’ne tüm tepkilere rağmen yapılan 25 bin kişilik mülteci kampının bitişiğinde yapımına başlanan okulla kalıcı hale getiriliyor. Bunun yanı sıra bir çevre katliamı da Pazarcık’ın Nefsidoğanlı Mahallesi’ne yeni bir petrol rafinerisi ile planlanıyor. Bu rafineri ile Alevilerin yaşam alanlarının yeniden daraltılacak.
  • Alevilerin yaşadığı Sivas Kangal’a bağlı köylerdeki demir ve altın madeni çalışmaları hayatı olumsuz etkiliyor. Çalışmalar insan sağlığını olumsuz etkilerken burada yaşayan binlerce Alevi yurttaşın yaşam alanlarının ellerinden alınıp zorla göçe zorlanmasına neden oldu.
  • Malatya Doğanşehir ilçesine bağlı Alevilerin yaşadığı Dedeyazı köyünde bulunan maden ocaklarından dolayı yurttaşların yüzlerce dönümlük bağları söküldü ve can damarı olan suları ellerinden alındı.

DİYANET’TEN ALEVİLERE YÖNELİK FETVALAR

Diyanet İşleri Başkanlığı başta eğitim olmak üzere çeşitli konularda yayınladığı fetvalarla asimilasyonun artmasında en etkili kurum oldu. Alevilerin yıllardır dillendirdikleri Diyanet’in kaldırılması yönündeki talepleri bir karşılık bulmaz iken Diyanet tüm bunlara rağmen Alevilere yönelik ayrımcı ifadeler de kullanmaya devam etti.

  • Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ‘’Müslümanların İbadet yeri camidir. Camiler hem Sünni hem Alevi’nin ibadet yeridir’’ açıklaması yaptı.
  • Diyanet Alevilerle ilgili verdiği fetvalar da “Cemevleri kırmızı çizgimizdir”,  Alevileri kastederek “Müslüman olmayanla evlenilmez” açıklamaları yaptı.
  • Diyanet İşleri Başkanlığı sitesinde yer alan ve 9 ve 11 yaşındaki kız ve erkek çocukların evlenebileceğine dönük açıklaması tepki gördü.
  • Diyanet İşleri Başkanlığı, Tunceli İl Müftülüğü’ne iki ayrı yazı göndererek “Nevruz ve Hıdırellez Görevlendirmeleri” adı altında toplam 12 kişiyi Avrupa’ya gönderdiğine dair belge yayınladı.

DİYANET DERSİM’DE

Sünni İslam inancını Alevilere dayatan ve Alevileri yok sayan Diyanet İşleri Başkanı, Alevilerin en yoğun yaşadığı kent olan Dersim’e gitti.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Dersim’de, Hacı Bektaş Veli Kültürü’nü Yayma ve Yardımlaşma Derneği ve Cemevi’ni ziyaret etti. Erbaş, Alevileri kendilerinden ayırmadıklarını ve aynı inanç ve düşünceye sahip olduklarını söyleyerek Kur’an-ı Kerim hediye etti.

Tunceli Cemevi’ni ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan, cemevine iki imam hatipli ve ilahiyatçı dede atamasının istenmesi tepkilere neden oldu.

TV10 YÖNETİCİLERİ VE KAMERAMANI HALA CEZAEVİNDE

Önce televizyonları karartılan ardından da lokmalarla kurdukları kanallarının tüm eşyalarına el konulan TV10’nun yöneticileri Veli Büyükşahin ve Veli Haydar Güleç ile kameramanı Kemal Demir yaklaşık bir yıl önce tutuklandı. Bağlama ve Alevi dedesi ile görüşme isteği kabul edilmeyen Veli Büyükşahin, cezaevinde Alevi oldukları için fazladan ayrımcılığa uğradıklarını kaydetmişti. Hem televizyonları hem de tutuklu çalışanları için eylem yapan TV10 çalışanları, 82 hafta boyunca yağmur çamur, sıcak soğuk demeden, kimi zaman 3 kişi ile bile olsa eylemlerini sürdürdü. Alevilerin sesi olmayı amaçlayan Can TV ise 1 Mayıs 2018 tarihinde yayına başladı.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan eski CHP Milletvekili Eren Erdem’in de Alevi dedesi talebi, ‘imam çağırın’ denilerek reddedilmişti.

GÖZALTI TUTUKLAMALAR

Alevilere yönelik başlıca gözaltı ve tutuklamalar ise şöyle:

  • İstanbul’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sarıyer Şubesi’ne bağlı Armutlu Cemevi’ne polis baskın yaptı. Sonrasında ise Şube Başkanı Zeynep Yıldırım gözaltına alınarak tutuklandı. İstanbul Armutlu Cemevi Başkanı Zeynep Yıldırım’ın tutuklanmasının ardından annesi Kezban Bektaş cemevi bahçesinde oturma eylemine başladı. Meclis önünde PSAKD yöneticileri ve milletvekillerinin baskına karşı yaptığı eyleme polis müdahale etti.
  • Kanun Hükmünde Kararname ile işten ihraç edilen kamu emekçilerinin aylardır İstanbul Bakırköy ve Kadıköy’de işlerine geri dönmek için yaptıkları eyleme müdahale eden polis Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul Kartal Şube Başkanı Songül Tunçdemir’in de olduğu 22 emekçiyi gözaltına aldı.
    10 Mayıs’ta Avcılar Gençlik Meclisi’nin çağrısıyla “Tamam” eylemi yapan gençlere polis müdahale ederek 7 kişiyi gözaltına alındı.
  • Mart ayında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkan Yardımcısı Erol Yeter, Erzincan Şube Yöneticisi Akın Demir, PSAKD üyeleri Murat Demiray ve Doğan Şimşir’in de aralarında bulunduğu 16 kişi gözaltına alındı. 8 kişi ifadenin ardından tutuklandı. 28 Kasım’da görülen duruşmada ise bir kişi serbest bırakıldı.
  • 18 Aralık 2018’de Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin önceki genel başkanlarından Eğitimci-Yazar Kemal Bülbül’ün Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi toplantılarında yaptığı konuşmalardan dolayı ifadesi alındı.
  • Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan işkencede öldürülen devrimci önder olarak bilinen İbrahim Kaypakkaya’yı övdüğü gerekçesiyle savcılık tarafından ifadeye çağrıldı.
  • İstanbul’un Sultangazi ilçesindeki Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş’ın “İmara aykırı” cemevi yaptırdığı iddiasıyla 5 yılla yargılandığı dava ertelendi.
  • Ardahanlı Türkmen Alevi Şinasi Karaca, köyündeki asimilasyonu eleştiren bir yazı kaleme aldığı için 20 ay hapis cezası aldı.

Türkiye’nin ‘Zeytin Dalı’ adı ile Afrin’e başlattığı harekatta Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Mabata ilçesinde yaşanan bombardımanda çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenlerden bazılarının Dersim Katliamı’ndan kaçan bir aile olduğu da bildirildi. Tüm bunlara rağmen Mabata Alevi Meclisi topraklarını terk etmeyeceklerini ifade ettiler.

TSK’nin Afrin’e yönelik başlattığı harekatın durdurulması için Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu da (AABK) ‘Aleviler Barış İstiyor!’ şiarıyla miting düzenledi.

NEFRET SÖYLEMLERİ

Alevi inancına hakaret eden söylemler olarak Alevi kamuoyunda, bir arada yaşam inancını zedeleyen ve vicdani olarak kabul görmeyen söylemler bu yılda artarak devam etti.

  • Çocuk kitabı olarak yazılan ‘Keloğlan Ak Ülkede’ kitabında Aleviler için kutsal kabul edilen Hızır adı kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan biri olarak işlendi.
  • İzmir Çiğli Yakakent Mahallesi’nde yaşayan Dersimli Sinan Can isimli yurttaşın kapısına Alevi ve Kürt kimliği ile siyasi görüşünden dolayı ‘Defolun’ ve ‘Allahu Ekber’ yazıldı.
  • İstanbul’da Arnavutköy ilçesinde bulunan bir ortaokulda zorunlu din dersinde Muharrem ayında Alevilerin oruç tuttuğundan bahseden öğretmen “Alevilerin yaptığı yemek yenmez” dedi.
  • ‘X Kelime’ adlı kart oyununda uzun zamandır Alevilere hakaret için kullanılan “Mum söndürmek” kelimesinin kullanıldığı ortaya çıktı. Cartoon Oyun ve Oyuncak Sanayi adlı şirketin ürettiği ve Alevilere hakaret için kullanılan “Mum söndürmek” kelimesi, Cem Barlas adlı yurttaşın davacı olacağını bildirmesi üzerine kaldırıldı.
  • Bursa’da Kestel Cemevi duvarlarına yapılan ırkçı yazılamanın ardından İstanbul’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kartal Cemevi duvarına Ülkü Ocakları Kartal İlçe Başkanlığı imzasıyla “Türklük bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur, ruhsuz beden ceset olur” yazılı afiş yapıştırıldı.
  • İstanbul Küçükçekmece’de bulunan Garip Dede Türbesi’nin tabelasına ‘Şirk’ yazıldı.
  • İstanbul Sultanbeyli’de bulunan Cem Vakfı’na bağlı Hubyar Sultan Cemevi’ne Manisa Salihli’den kimliği belirlenmeyen şahıs ya da şahıslar tarafından nefret ifadelerinin yer aldığı bir mektup gönderildi. Takma adla gönderilen mektupta Alevi inancına “sapkın, çarpık” vb. söylemlerle hakaretler edildi.
  • Türk Dil Kurumu sözlükte Alevileri vazalak diye tanımladı. Vazalak kelimesi, geveze, sözünü bilmez, serseri, Alevi, müslüman olmayıp, öyle görünen ve oruç yiyen olarak tanımlanıyor. Meclis gündemine de taşınan bu tanımlamaya ilişkin savcıları göreve çağıran Alevi kurumları TDK’nın özür dilemesi gerektiğini kaydetti. Türk Dil Kurumu, ‘vazalak’ sözcüğünün Büyük Türkçe Sözlüğe derleme yoluyla girdiğini belirtti. TDK’dan ‘Vazalak’ sözcüğü tepkilere rağmen hala kaldırılmadı.
  • Adana Seyhen Belediye Meclisi üyesi AKP’li Mustafa Akdağ Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarda Arap Aleviler için kutsal gün olan Gadir-i Hum’a iftira günü diyerek Arap Alevilere lanetler okudu.
  • İstanbul’da 4 Ocak Perşembe günü Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Kadıköy Cemevi’ne ibadet sırasında kimliği henüz belirlenmeyen bir gerici sızdı. Cem sonrasında sosyal medya hesabından paylaşım yapan şahıs, ceme, Aleviliğe ve Alevilere yönelik nefret söylemlerinde bulundu.

CEMEVİ TARTIŞMALARI DEVAM ETTİ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ibadethane statüsü verilmesi gerektiğini kararlaştırdığı cemevleri, devlet bütçesinden herhangi bir destek almadı.

  • Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan müfredatta, cemevlerine ibadethane yerine ‘cem erkanının yapıldığı yer’ ve ‘yol, adap ve erkan yeri’ olarak tanımlandı.
  • İstanbul Ataşehir İçerenköy’de bulunan PSAKD ve Cemevi Kadıköy şubesinin elektriği yetkililerce ‘borcunuz var’ denilerek kesilip cemevi icraya verildi.
  • Malatya Akçadağ ilçesine bağlı Ören Mahallesi’nde bulunan Aleviler için kutsal sayılan Terzi Koca Horasan Erenleri Dergahı’nın, borcundan dolayı TEDAŞ tarafından elektrikleri kesildi.
    Çorum’da Aleviler’in yaşadığı mahalleye içinde mescitin, yemekhanenin ve cemevinin yer aldığı bir külliye yapılıyor.
  • İstanbul Sarıyer’de Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Sarıyer Şubesi Ayazağa Cemevi’nin ve mahalledeki Alevi yurttaşların evlerinin önüne korsan hoparlörler takılarak yüksek sesle ezan sesi dinlettiriliyor. Yetkililer ile görüşen cemevi yönetiminin başvuruları hala sonuçsuz.
  • Çorum’da Alevilerin, içinde cem yaptığı Koyunbaba Türbesi cami olarak kullanılmaya başlandı.